Kirazın anavatanı, fındığın başkenti,Karadeniz’ in tek yaşanabilir adası, mavi ile yeşilin birbirine doyumsuzca ulaştığı renklerin çümbüşü, dört mevsimi bir günde yaşayabileceğiniz, doğu Karadenizin en en fazla göç veren, sanayi ve yatırımların olmadığı ,en uzun ömürlü insanların yaşadığı,Mustafa Kemal Atatürk’ün fedailiğini yapmış olan Yeşil Giresun’u sizlere azda olsa şehrimizi tanıtmayı hedefliyorum.
Giresun sahip olduklarına bakıldığında heyecanlanmadan edemiyor insan,Doğu Karadeniz’ in sahil şehri olan Giresun’ a ulaşım karayoluyla,Karadeniz sahil yolu ve Şebinkarahisar yolu olmak üzere iki farklı güzergahtan sağlanıyor. Karadeniz sahil yolu Samsun üzerinden Anadolu’ya ulaşılırken, İstanbul ve Avrupa transit taşımaçılık bu yol üzerinde yapılmaktadır.Şebinkarahisar yolu ise iç Anadolu ve Doğu Anadolu, ya açılan diğer bir güzergahtır.Dünyada ikinci, Avrupada ilk olarak denize dolgu ile yapılmış Ordu-Giresun havalimanının açılması ile beraber yurt içi ve yurt dışı ulaşım olarak, geleceğin parlak havalimanı yıllık ikimilyon yolcu kapasiteli havayolu ile beraber ulaşım sağlanmaktadır.
Giresun, Karadeniz’in incisi olarak görülen ikinci derece sit alanı ve kuşların göçmen yolunda uğrak yeri olan Giresun adası(Kerasus-Aretias) sahile 1600 metre uzaklıkta bulunmaktadır. Adaya ulaşım Gemilerçekeği’nde bulunan özel motorlar ile beraber yaklaşık olarak yirmi dakikada ulaşım yapılmaktadır. Adaya yaklaştıkça küçük görünümünde fark edilemiyen detaylar daha fazla göze çarpar oluyor. Kale burçları ağaçların içine saklanmış durumundan vazğeçmiş, havada uçan martı ve kuşların çığlıkları kulaklarınızı tırmalıyor.Denizin kokusu ile beraber tarih soluyorsunuz. Ada hakkında yol boyunca bir çok hikayeler dinliyorsunuz. İlk adaya adım attığınızda, karaya ayak basma heyecanı yaşasanız dahi geniş manzarayı gördüğünüzde biraz olsa dahi korku ile ürperiyorsunuz. Tarih ve doğanın iç içe bütünlük ile ahenkliğini yaşıyorsunuz. Adanın üzerindeki antik dönemden kalma sur ve manastır kalıntıları,su sarnıçları, gökyüzüne yükselen akasya ağaçları, defne ağaçları ,incir ağaçları ve sonradan getirilmiş olarak 81 tür otsu ve odunsu bitki türü bulunmaktadır. Adanın kuzey kısmana doğru ilerlediğinizde göze çarpan en önemli ve dikkat edilmesi gereken durum göçebe kuşların yuvaları ve yumurtaları, yavrularını savunan martıların kafanıza doğru saldırı dalışları aman dikkat edin bu durumlara, bu yüzden kuşların üreme zamanı adaya gitmenizi tavsiye etmiyorum. Bir çok hikaye dinleyeceksiniz ama bunların içinde en çok etkileneceğiniz Amazon’lu savaşçı kadınlar efsanesi ve Altın Post sahibi Herkül’ ün yaşadığı (Kerasus-Aretias) destansı bilgiler,mitolojik çağlara ait kalıntılar görmek ile beraber, kalıntılarda kullanılan malzemeler Giresun kalesinde kullanılan malzemeler ile aynı olduğu görülmektedir. Bu durumdan anlaşıldığı gibi Pontus İmparatorluğu ile aynı zamanda yaşanmış zaman olunduğudur. Adada insan yaşamamaktadır, bu yüzden günü birlik yerli ve yabancı turistler adayı ziyaret edebilirler.
Ada üzerinde sur kalıntıları, gözetleme kulesi,mabet kalıntıları,tapınak kalıntıları,su sarnıçları ayrıça adanın doğu tarafında mistik olarak kabul edilen Hamza Taşı antik çağlardan kalma olduğu sanılıyor. Her yıl Mayıs ayının 20 sinde halk arasında Mayıs yedisi olarak kabul edilen festivalde ada etrafını dönerken Hamza taşı etrafında dolaşılarak genç evliler dilek dilerler.Kimileride saç ayağından üç kez geçerken adanın tam karşısında bulunan Aksu deresine yedi çift ve bir tek taş atarak dualar eşliğinde dilekde bulunurlar. Yöre halkı bu inanışa çok uzun yıllar önce sahip olsalarda şenlik ve festival olarak belediye tarafından ilk organize 20 Mayıs1977 tarihinde kabul edildimiştir.
Giresun olduğu değere sizce kavuştumu?